Bir tarafta ultra modern binaları, lüks otelleri ve restoranları, sanat galeri diğer tarafta geleneksel mimarisi, küçük kahveleri ve atölyeleri ile zıtlıkların büyüleyici kentidir. M.Ö. 7000 yılında kurulan 7 tepe üzerine kurulu şehir Ortadoğu'nun büyük kültür merkezlerinden biridir. Nebatilerden, Romalılara, Osmanlı İmparatorluğu’ndan İngiliz egemenliğine kadar birçok kültürün etkisiyle zenginleşen Amman, renkli taşlarla kaplanmış binaları ve kültürel mirası ile baş döndürücü görüntülere sahiptir.
Görmeden Dönmeyin
- Ulusal Müze
- Kral Abdullah Camisi
- Amman Çarşısı
- Citadel Tepesi
- Al-Pasha Hamamı
Tatmadan Dönmeyin
- Humus
- Pide
- Künefe
- Kızarmış Tavuk
- Kahve
19. yy.’a kadar küçük bir yerleşim merkezi olan Haifa’nın talihi hicaz demir yoluna paralel bir hatla bağlanması ile artmış ve uluslararası bir liman kentine dönüşmüştür. Liman ve çevresinde daha çok ticari hayatın, orta bölümde eski şehrin, üst bölümde ise kentin yeni yerleşim bölgelerinin, bulvarların ve parkların oluştuğu modern yüzünü görebilmek mümkün. Müslümanlık ve Hristiyanlık açısından kutsal olan Karmel Dağı’da Haifa’da bulunuyor. Osmanlı döneminden kalan kale, külliye, cami, saat kulesi, medrese gibi çok sayıda eser şehri süslüyor. Bir liman kenti olması yanında Haifa aynı zamanda tarım, kültür, sanat ve endüstri kenti özelliklerini de taşıyor.