Otelde aldığımız kahvaltının ardından Kars ’a doğru yola çıkıyoruz. Pasinler ’den geçerken Aras ve Kargapazarı nehirlerinin kesiştiği noktaya inşa edilmiş olan 800 yıllık Moğol eseri olan Çobandede Köprüsü’ nde fotoğraf molası verdikten sonra Horasan, Sarıkamış yoluyla Kars’a ulaşacağız. Ülkemizin en doğusunda olmasına rağmen, aslında Kafkasya ’nın en batısında olan bir şehirdir. Yani hem doğulu, hem batılı özellikleriyle çevresindeki Erzurum, Ağrı, Iğdır gibi illerden kültürel anlamda çok farklı, kıpır kıpır, sokakları hayat dolu bir şehirdir Kars. 1877 yılından sonraki 40 yıl boyunca Rus işgalindeyken yeniden kurulan şehir, Baltık mimarisinin ülkemizde en iyi izlenebileceği merkezdir Birbirini 90 derecelik açıyla kesen sokaklar, cepheleri süslü, kesme taş binalar.. Kars’ı çok seveceksiniz, biz bundan eminiz! Kars şehir merkezine bir kartal yuvası gibi tepeden bakan Kars Kalesi, Katedral diye de bilinen 12 Havariler Kilisesi gezilerini yaptıktan sonra öğle yemeğimizi alıyoruz. Yemekten sonra ülkemizin en uç noktasına, tam Ermenistan sınırında yer alan Ani Harabeleri’ne gidiyoruz. Ani 1000 yıl öncesinin bölgenin en büyük, en zengin şehri imiş. Zaten ören yerinde göreceğimiz anıtsal yapılardan bunu hemen anlayacaksınız. Surları, kapıları, Resimli Kilise, Aziz Pirkitch Kilisesi, Menuçehr Camisi, İpekyolu Köprüsü gibi eserleri görerek 2 ülke arasında sınırı oluşturan Arpaçay ’a tepeden bakarak bu unutulmaz geziyi tamamlayıp, tekrar şehir merkezine döneceğiz. Konaklama otelimizde.