Antalya’nın en az kendi kadar ünlü bölgesi Alanya, gerçek bir cazibe merkezidir. Tarihi yapıları, muhteşem plajları, ihtişamlı kanyonları, bir fantastik film platosunu andıran mağaraları ile mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. Alanya seyahat öncesi yararlanabileceğiniz bir gezi rehberi hazırladık. İşe Alanya’nın mutlaka görülmesi gereken 5 yeri:
Alanya Kalesi
Alanya’nın simgelerinden biri olan Alanya Kalesi, M.Ö. 2. yüzyılda Romalı Korsan Tryhos tarafından kurulmuştur. O dönemde Korakesion adını almıştır. İhtişamlı bu tarihi yapının surlarının uzunluğu 6,5 kilometredir. Deniz seviyesinden 250 metre yükseklikte yer alan Alanya Kale’si 1221 yıllarında I. Alaaddin Keykubat tarafından Selçuklu topraklarına katıldı. Selçuklu egemenliğinde en parlak dönemini yaşayan Alanya Kalesi çevresinde yer alan Tersane, Kızılkule ve Tophane gibi görkemli yapıtlar bu döneme aittir.
Alanya Kalesi içinde Helen, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminden çok sayıda eser yer alır. Toplam 83 kule ve 140 burç bulunur. Orta Çağda kentin su ihtiyacını karşılamak üzere yapılan yüzlerce sarnıçtan bazıları günümüze kadar ulaşmıştır. Alanya Kalesi ile ilgili en önemli efsane kaleden denize taş atmayı başaranların serbest bırakılacağına dairdir ancak bunu hiç kimse başaramaz. Gerçekten de Alanya Kalesi’nden atılan taş hiçbir zaman denize düşmez. Günümüzde halen kalede yerleşim vardır. Yapıldıkları dönemin özelliklerini taşıyan ahşap ve kagir tarihi evlerin önündeki tezgahlarda ipek ve pamuklu dokuma yapılması yanında değişik hediyelik eşya satışı bulunmaktadır. Kaleye çıkan yolda yer alan restoran ve kafelerde lezzet molası verebilirsiniz. Alanya Kalesi’nin muhteşem manzarası ise başlı başına görülmeye değerdir.
Kızılkule
Alanya’da Selçuklu döneminin imza yapıtı Kızılkule’dir. 33 metre yüksekliğinde ve 29 metre çapındaki Kızılkule’yi gezmeden Alanya’dan dönmemelisiniz. Kule I. Alaaddin Keykubat tarafından 13. yüzyılda eğimli bir arazi üzerine yaptırıldı. Bir ana kaya üzerine kurulduğundan yüksekliği doğu tarafında 33 metre, batı tarafında ise 3 metre daha kısa olarak 30 metredir. Halepli yapı ustası Ebu Ali Reha el Kettani’ye inşa ettirilmiştir. Kulenin alt kısımlarında kireç taşı, üst kısımları adını aldığı pişmiş kırmızı tuğla, harcında ise yumurta akı kullanılmıştır.
Alanya Kalesi’ni korumak üzere yaptırılan Kızılkule için Evliya Çelebi bir kuşatma sırasında kulenin 2000 kişiyi alabildiği ve 40 kişi ile de korunabileceğinden bahsetmiştir. Sekizgen planlı kulenin yüksek aralıklı ve 85 basamaklı taş merdiveni bulunur. 5 katlı yapının kuzey cephesinde ‘Allah’a minnet’ ve onun hemen altında 1226 Nisan ayında inşa edildiğini yazan bir kitabe vardır. Giriş kapısının sağında ise inşaatı yapan ustanın adı yazar. Gezinizi noktalayacağınız kulenin son katındaki muhteşem Alanya manzarasına ise doyum olmayacak.
Alanya Tersanesi
Alanya Tersanesi Selçukluların Akdeniz’deki ilk tersanesidir. 1228 yılında I. Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Selçuklu döneminde gemilerin üretildiği, tamir edildiği ve sığındıkları bir liman olarak inşa edilen Alanya Tersanesi günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Kesme taştan yapılan tersanenin denize bakan cephesi 56,5 metre, derinliği ise 44 metredir. Alanya Tersanesi’nde sergilenen eserler arasında antik dönemden kalma vinç,
Osmanlı Dönemi’ne ait yelkenli, gemi direği ve gemi yapımında kullanılan aletler, seyirde yön bulmak için kullanılan aletler ve antik çıpalar sergileniyor. Alanya’nın gezilecek en güzel yerlerinden biri olan Alanya Tersanesi’nin giriş kapısındaki yazıtta Keykubat’ın arması ile Keykubat’ın ‘karanın ve iki denizin sultanı’ olarak övüldüğü kitabe yer alır. Alanya Tersanesi’nin yanında ise tersaneyi korumak ve savaş gemileri için silah olarak top dökülmek üzere inşa edilen Tophane’yi gezebilirsiniz. Tersane ile aynı yıl yapılan Tophane, dikdörtgen planlı ve üç katlıdır.
Alanya tekne turlarının en popüler durağı olan Alanya Tersanesi muhteşem manzarası ve yanındaki Tersane Plajı ile dikkat çekicidir. Mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olan Alanya Tersanesi ziyaretinizde küçük ama tarihi görüntüsüyle büyüleyen plajda yüzmek için zaman ayırın.
Damlataş Mağarası
Antalya’da büyülü doğal güzellikleri ile çok sayıda mağaraya bulunur. Bunlardan en önemlisi Türkiye’nin turizme ilk açılan mağarası olma özelliğini taşıyan Damlataş Mağarası’dır. Mağara, 1948 yılında liman inşaatında kullanılacak taş için ocak açılması sırasında tamamen tesadüf eseri bulunmuştur. Mağaranın oluşumunun M.Ö. 15 bin yılına dayandığı tespit edilmiştir.
Deniz suyunun binlerce yıl kayaları aşındırması sonucu oluşan Damlataş Mağarası, adını sarkıtlardan damlayan kireçli sulardan almıştır. Mağaranın binlerce sarkıt ve dikitlerinin oluşturduğu manzara gerçekten görülmeye değerdir.
Yaz kış 22 derecelik ısısı, yüzde 95 nemi ve havasında bulunan azot, oksijen, karbondioksit, radyoaktivite ve iyonlar sayesinde astım hastalığına iyi geldiği bilinmektedir. Damlataş Mağarası’nın günde 4 saat olmak üzere toplam 21 günlük kür uygulayan çok sayıda yerli ve yabancı ziyaretçisi vardır. Damlataş Mağarası’nın hemen önünde bulunan ince kumlu ve göz alıcı güzelliğe sahip Damlataş Plajı yer alır. Damlataş Mağarası ve Plajı’nı Antalya gezilecek yerler listesine mutlaka alın ve görmeden dönmeyin.
Alanya Arkeoloji Müzesi
1967 yılında açılan Alanya Arkeoloji Müzesi Antalya’nın önemli müzeleri arasındadır. İlk kurulduğunda Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nden getirilen Tunç Çağı, Urartu, Frig ve Lidya dönemlerine ait eserler sergilenmişse de daha sonrasında Alanya ve çevresinden çıkarılan eserler ile müze bugünkü zenginliğine dönüşmüştür. Müzenin 14 kapalı ve bir açık teşhir salonu vardır. Arkeoloji ve etnografya olmak üzere iki bölümden oluşur. Arkeoloji bölümünde Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma, Bizans dönemlerine ait bronz, mermer, pişmiş toprak, cam ve mozaik eserler, kül kutuları ve sikke koleksiyonu sergilenir.
Etnografya bölümünde ise Alanya ve çevresinden toplanan, bölgenin geleneksel yaşamını yansıtan yörük kilimleri, heybeler, çuvallar, takılar, giysiler, silahlar, ev eşyaları bulunur. Alanya Arkeoloji Müzesi bahçesinde ise Roma ve Bizans dönemlere ait taş eserler ile Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait mezar taşları ile yer alır. Müzenin en önemli eseri ise bronz döküm Herakles Heykeli’dir. Heykel ayrı bir salonda Hylas’ın su perileri tarafından kaçırılmasını tasvir eden mozaik eserle birlikte sergilenmektedir. M.S. 2. yüzyılda yapıldığı düşünülen Herakles heykeli başında defne yapraklarından oluşan çelengi, sağ elinde topuzu, sol elinde ise öldürdüğü aslanın postu ile hayranlık verici bir görünüme sahiptir. Vücut ağırlığının sağ bacakta olduğu heykelin yüzünde ise zafer sonrası mutlu bir yorgunluk ifadesi verilmiştir.
Alanya Otelleri rezervasyonlarınızda cazip fiyat ve kampanya fırsatları için MNG Turizm ile bağlantı kurabilirsiniz.